13 Ağustos 2018 Pazartesi

Bir Yenilik Öyküsü: Mardavıldan Asma Çardağına

Asma çardağında Ata Sarısı ve Red klor üzümleri

Bir yenilik öyküsü: Mardavıldan Asma Çardağına

Mardavıl: 1. Ham meyve. 2. Küçük taneli yabanıl üzüm.















Nereden nereye… Üretken, yeniliğe, değişime açık insanlar; ekmeğini taştan çıkaran insanlar…  Bir imparatorluğun külünden yeni bir devlet yaratan insanlar… İmparatorluğun külünden yeni bir devlet kurulduğu yıllarda bizim köyde hiç bağ yokmuş. Şimdi yörenin aranan en güzel üzümleri bizim köyde yetiştiriliyor. Bu nasıl oldu, kısaca özetleyelim.
Bizim köyde benim çocukluğumda bahçe vardı ama hiç bağ yoktu. (1950 öncesi) Üzüm nedir çoğumuz bilmezdi. Yaylada Çimi köyünden üzüm satıcılar gelirdi. Katırlara yükleyip geldikleri köhün içindeki üzümleri kıl, yün, yağ, keş gibi hayvan ürünleriyle değişip giderlerdi. Orada görürdük üzümü.
Köyde bağ yoktu ama dağlarda tohumdan kendi kendine yetişmiş yabani üzümler olurdu. Bu üzümler hayvanlardan korunabilmek için ağaçlara tırmanırlardı. Bunlara köyde mardavıl derlerdi. Mardavıl bulabildiği besin ve su ile orantılı olarak küçük taneli olurdu. Küçük taneliydi ama hastalıklara dayanıklıydı. Kurdun, kuşun, yöredeki insanların üzüm ihtiyacına da yeterdi.
Bizim köyde insanların çoğu hayvancılıkla uğraşırdı, yazın yaylaya giderdi. Yaylaya gidenlere yörük, köyde kalanlara manav derlerdi. Manavlar yazı geçirmek için köy yakınındaki su kaynaklarının başına göçerlerdi. Her aile, bir su kaynağı önüne bahçe dökmüştü. Suyun başına da bir ev kondurmuştu. 
Söz gelimi: Topal Ali ve Halil İbrahim’in Bilavgat denilen yerde bahçesi vardı. Ecevit Hasanı Enebey’de bahçe kurmuştu. Molla Mehmet’in bahçesi Çevlik’teydi. Hacı Hatip ise yazlık evini Serken’de yaptırmıştı. Bu aileler meyvelerini, sebzelerini burada yetiştirirler, kuruturlar kışlık hazırlıklarını yaparlardı. Bu manavlar üzüm ihtiyaçları için mardavıl ile yetinmediler. Taşlıca –eski adı: Kisel- Köyü’nden bağ çubukları getirip diktiler. Köyde ilk bağları dökenler bu manavlardır.

1960 yıllarında köydeki manavlar da, yörükler de bahçelerinin bir yerine bağ döktü.



Köye taşıt yolu gelince üzümlerini köhünde ya da sandıkta götürüp sattılar.


Manavların bağında yetişen üzümler yörüklerin de hoşuna gitti. Hem üzüm ye, hem pekmez sık; ne güzel! Biz ilkokulu bitirince -1955, 60 yılları- köyde yörük, manav herkes bahçesinin bir yerine bağ döktü. Köye taşıt yolu yapılınca da üzümlerini sandıklarla pazara götürüp sattılar. Çok aile, üzüm parası ile çocuklarını ortaokulda okuttu. Kardeşlerim de babamın sattığı üzüm parasıyla okudu sayılır.
Satılmayan üzümlerin çoğundan pekmez sıkıldı, birazı da kurutuldu.

Satılmayan üzümlerden pekmez sıkıp, kaynattılar.


Sene 2000 Nüfusçu R. emekliye ayrılır. Manavgat Ziraat Dairesi bizim köyde erkenci üzüm projesi uygulamayı planlamıştır, N. R. Örnek çiftçi olur. Ziraatçıların yardımıyla Karpuz Çayı kenarında modern bir bağ dökülür. Örnek çiftçi hem erkenci üzüm yetiştirecektir, hem sulu tarım uygulayacaktır. Ziraatçılarla beraber yürütülen uygulama olumlu sonuç verir.

Örnek çiftçiden gören köylüler de yerden yüksek, modern bağlar döküp, sulu tarıma geçerler.

 Verim artışını gören diğer köylüler sulu tarım uygulayarak erkenci üzüm yetiştirmek için ırmak kenarında yeni bağlar dökerler. 

Köy deresindeki suları erkenci üzüm bağlarına taşıyan su boruları


Değirmen Boğazı, Çakalköyü gibi ırmaktan uzak yerlere bağ döken bağcılar, sularını köy deresinden boruya alıp yol kenarından bağlarına akıtırlar. Ziraatçılardan yardım alırlar ve iyi ürün yetiştirip pazarlarlar. İlk yıllar erkenci üzümler aracı tarafından bağın içinde tartılıp alınır. Oh, ne güzel; pazarı hazır bir iş.
İyinin de iyisi vardır derler. Köylüler devamlı yenilik ve arayış içindedir. Bunlardan biri de Arabacı Hasan da dediğimiz Hasan Kocademir’dir. Hasan bizim komşumuz olduğu için yakından bilirim; evinin önündeki bahçesinde değişik meyve ağaçları ekip, hangisinin daha verimli olduğunu araştırmaktadır. Bu arada köyde erkenci üzüm vardır ama güzün geç yetişen cinsler yoktur. Geç yetişip pazarlaması kışa kadar uzayan bir cins arar.  Komşu Hasan arabacılık yaptığı, başka yerleri gördüğü için oralardaki uygulamaları da görüp inceler. 

Bazı bölgelerde üzümler asma çardağında yetiştirilir. Bu çardakların bakımı yer bağlarından daha kolaydır. Eh, verimi de fena değildir.


Oralarda gördüğü ama bizim köyde olmayan bir asma çardağının bakımı, ilaçlaması, toplaması daha kolaydır. Çardak altında küçük traktör de çalışabildiğinden bu iş kafasına yatar. Geç yetişen bir cinslerden olan Red Klop ve Ata Sarısı çubukları getirtip diker, demirden bir asma çardağı yapar.

Bahçe girişine sürgülü bir kapı yapılır.



Yeşermiş asma çubuklarının yanına demir direkler dikilip beton ile sağlamlaştırılır.



Asma çubukları ağaç kazıklara bağlanmıştır. Direklerin üstü demir çubuklarla kaplanıp kaynaklanır.


İlkin çardağın demir direkleri dikilir ve dipleri beton ile sağlamlaştırılır. Tarih: Zaman kaybetmeden çukurları kazılır ve bağ çubukları da dikilir. Sonra demirlerin yukarıdaki çardak demirleri kaynaklanıp tamamlanır.

Çalışmalar meyvesini verir



Çardakta ilk meyveler görünür.



Bordo renkli üzümler bakanlara gülümser.




Çubuklar dikildikten iki sene sonra ilk ürünleri görülür. Bordo renginde üzüm salkımları bakanlara gülümser. Arabacı Hasan üzümlerine sevgiyle bakar. Biz de komşumuza hayırlı dileklerimizi iletelim: Eline sağlık komşum; hayırlı, bereketli olsun!
Mardavıl, mardavul- 1. Ham meyve. 2. Küçük taneli yabanıl üzüm. http://www.sozce.com/nedir/221757-mardavul

https://alivarolblog.blogspot.com/2018/08/bir-yenilik-oykusu-mardavldan-asma_13.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder